Giriş
Türkiye siyasetinde son yılların en hararetli tartışması, demokrasinin ne ölçüde işlediği sorusu etrafında dönüyor. İktidarın giderek artan otoriterleşme eğilimleri, yargının bağımsızlığını yitirmesi ve muhalefete karşı yürütülen sistematik baskılar, siyasal alanı daraltıyor. Böyle bir atmosferde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yalnızca ana muhalefet partisi kimliğiyle değil, aynı zamanda demokrasinin geleceğine dair umutların en güçlü taşıyıcısı olarak öne çıkıyor.
CHP’nin olağanüstü kurultayında Özgür Özel’in yeniden genel başkan seçilmesi, sadece parti içi bir gelişme değil, aynı zamanda Türkiye’de muhalefetin geleceği için de önemli bir kırılma noktasıdır. Özel’in önünde hem güçlü fırsatlar hem de ağır sınavlar bulunuyor. Bunların başında ise kayyum uygulamaları geliyor. Çünkü kayyum, sadece bir belediye meselesi değildir; halkın iradesine yöneltilmiş doğrudan bir müdahaledir.
CHP’de Değişim Söylemi ve Liderlik Arayışı
Kurultayın en baskın teması “değişim” söylemiydi. Kemal Kılıçdaroğlu döneminin ardından Özgür Özel, CHP’ye gençleşme, yenilenme ve topluma açılma sözü verdi. Yeniden seçilmesi, bu beklentinin tabanda hâlâ karşılık bulduğunu gösteriyor.
Fakat CHP tarihinde “değişim” sözü sıkça dile getirilmiş, çoğu zaman da iç çekişmelere sıkışmıştır. Ecevit’in 1970’lerde “ortanın solu” çıkışı, halkçı bir dönüşüm arayışını simgeliyordu. Baykal döneminde merkez sağa açılma denemeleri farklı bir değişim iddiasıydı. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı boyunca “yeni CHP” söylemi de zaman zaman gündeme geldi. Bugün Özgür Özel’in en büyük sınavı, değişimi bir slogandan çıkarıp somut politikalara dönüştürmek.
CHP’nin Önündeki Fırsatlar
Yerel Seçim Başarısı
2024 yerel seçimlerinde CHP’nin İstanbul ve Ankara’yı koruması, İzmir, Adana ve Mersin gibi büyükşehirlerde gücünü artırması, partinin moral üstünlüğünü pekiştirdi. 2019’da İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi ve halkın sandığa ikinci kez giderek Ekrem İmamoğlu’nu daha büyük farkla seçmesi, Türkiye’de demokrasinin hâlâ güçlü bir toplumsal sahiplenmeye dayandığını gösterdi. 2024 sonuçları da bu sürecin devamı niteliğinde. Bu başarıyı kalıcı bir politik avantaja dönüştürmek Özgür Özel’in en kritik görevi olacak.
Toplumsal Talepler
Türkiye’de gençler, kadınlar ve kentli orta sınıflar, özgürlük, adalet ve eşitlik taleplerini giderek daha yüksek sesle dile getiriyor. Üniversite kampüslerinden kadın örgütlerine, çevre hareketlerinden emek mücadelesine kadar farklı alanlarda görülen bu dinamik, CHP için büyük bir fırsat. Doğru okunursa, geniş tabanlı bir toplumsal muhalefetin zemini kurulabilir.
Uluslararası Konjonktür
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri donmuş durumda. Ancak Avrupa’dan gelen demokratikleşme çağrıları, iç siyasette yeniden bir tartışma zemini açıyor. Üstelik Avrupa’da yaşayan milyonlarca Türkiye kökenli yurttaş da bu sürecin bir parçası. CHP’nin, hem Avrupa ile ilişkilerde hem de diaspora siyasetinde daha aktif bir rol üstlenmesi, partinin elini güçlendirebilir.
CHP’nin Önündeki Riskler
İktidarın Baskıları ve Kayyumlar
Muhalefeti zayıflatmak için kullanılan en görünür yöntemlerden biri yargı baskısıdır. CHP’li belediyelere açılan soruşturmalar, partiye yönelik davalar bunun somut örnekleridir. Ancak en çarpıcı olanı kayyum uygulamalarıdır.
2016’dan itibaren özellikle HDP’li belediyelere atanan kayyumlar, seçilmiş iradenin gasp edilmesiydi. Son olarak Van’da yaşanan kriz, halkın iradesiyle merkezi yönetim arasındaki gerilimi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. 2019’da İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi de benzer bir zihniyetin ürünüdür. Sandıktan çıkan sonucu beğenmeyen iktidar, halk iradesini yok saymaya çalıştı.
CHP’nin kayyum meselesinde alacağı tavır, yalnızca Kürt seçmenle ilişkisi açısından değil, demokrasiyi savunma iddiasının samimiyeti bakımından da belirleyici olacak.
Parti İçi Çekişmeler
CHP’nin tarihsel zafiyeti hizip çatışmalarıdır. Çoğu zaman vizyon tartışmalarını gölgede bırakan bu çekişmeler, partiyi enerjisini içeride tüketmeye zorlamıştır. Özgür Özel’in en önemli sınavlarından biri, farklı hizipleri bir arada tutabilmek olacak. Aksi halde değişim söylemi, yeniden parti içi hesaplaşmalara sıkışabilir.
Alternatif Üretme Sorunu
CHP’nin iktidarı eleştirme kapasitesi güçlüdür, ancak çözüm üretme konusunda hâlâ yetersizlikler vardır. Ekonomide yoksulluğu azaltacak somut projeler, dış politikada istikrarlı bir vizyon ve kimlik meselelerinde kapsayıcı politikalar üretmek, CHP’nin gerçek bir iktidar alternatifi olabilmesi için şarttır.
Muhalefetin Yol Haritası
Önümüzdeki dönemde CHP’nin izlemesi gereken yol birkaç temel noktada özetlenebilir:
- Demokratik İttifaklar: CHP, yalnızca kendi kadrolarına yaslanamaz. Sivil toplum, sendikalar, kadın ve gençlik hareketleriyle ortak bir demokrasi cephesi kurmak zorundadır.
- Ekonomi ve Sosyal Adalet: Türkiye’nin en yakıcı sorunu ekonomik krizdir. CHP, sosyal devlet vurgusunu güçlendirerek dar gelirli kesimlere güven vermelidir.
- Kürt Sorunu ve Kayyumlar: Kayyumlara karşı net bir duruş, Kürt sorununun demokratik çözümü için samimi bir adım olacaktır. Bu, CHP’nin hem demokrat kimliğini güçlendirir hem de geniş tabanlı bir ittifak kurmasına zemin hazırlar.
- Diaspora ve Avrupa: Avrupa’daki milyonlarca Türkiye kökenli yurttaş, CHP için stratejik önemdedir. Diaspora örgütlenmelerini güçlendirmek ve Avrupa kamuoyunda demokrasi mücadelesini görünür kılmak, partinin elini güçlendirecektir.
Sonuç
Özgür Özel’in yeniden seçilmesi, CHP’de yeni bir dönemin kapısını aralıyor. Ancak bu dönem yalnızca lider değişikliğiyle sınırlı kalmamalı; demokrasiyi savunan köklü bir dönüşümle pekişmelidir. Yerel seçimlerde kazanılan başarılar, değişim söylemi ve toplumsal talepler, CHP için büyük bir fırsat sunuyor.
Ama aynı zamanda kayyum uygulamaları, yargı baskısı ve parti içi çekişmeler gibi ağır sınavlar da kapıda. CHP’nin geleceği, bu fırsatları doğru değerlendirmesine ve bu risklerle nasıl mücadele edeceğine bağlı.
Çünkü asıl mesele şudur: CHP, Özgür Özel liderliğinde gerçekten Türkiye’nin demokrasi yürüyüşüne öncülük edebilecek mi, yoksa değişim iddiası bir kez daha parti içi dengelere sıkışıp kalacak mı?
Yazar: Tolga Aktaş / Strasbourg Üniversitesi Türk Etütleri Bölümü